Ad aktarması, Türkçe’de sıklıkla kullanılan bir dil bilgisi kurallarından biridir. Ad aktarması, bir cümle içerisinde birden fazla nesne veya özneyi belirtebilmek için kullanılır.
Bu kurallara göre, ikinci özne veya nesnenin başka bir kelime ile belirtilmesi gerekmektedir. Yani, özneyi veya nesneyi tekrar etmek yerine, belirleyici bir kelime kullanılır.
Örnek olarak; “Ahmet, bir şişe kola ve bir paket cips aldı” cümlesinde, “bir şişe kola ve bir paket cips” tekrar edilmeyerek “aldı” fiilinden sonra belirleyici bir kelime olan “ve” kullanılmıştır.
Bu kurallara uygun olarak ad aktarması yapmak, cümlelerin anlaşılırlığını arttırır ve dil kullanımında etkilidir.
Ad aktarması, bir kelimenin başka bir kelime ile anlam bütünlüğü sağlanarak kullanılmasıdır. Bu durum özellikle Türkçe dilinde oldukça yaygındır.
Birinci örnekte, “Can’ın arabası” ifadesinde “Can” kelimesi özne, “araba” kelimesi yüklem, “araba” kelimesinin özelliği de “Can’a ait” olmuştur. İkinci örnekte de “yarın” kelimesi zarf, “gözlerim” kelimesi de nesne olmuş, yani “yarın gözlerimi açacağım” ifadesi ile “yarın açacağım gözlerimi” ifadesi aynı anlama gelmektedir.
Kullanım örnekleri:
- Özne yükleminin tamamı bir kelimeyle ifade edilir: Ali evden çıktı.
- Özneden sonra gelen ikinci bir kesim ifade edilir: Ali’nin arabası çalındı.
- Belirli bir yerin varlığını veya mevcudiyetini ifade eder: İstanbul Boğazı, Cennet Cehennem, Ankara Kalesi.
- Arapça veya Farsça kökenli sıfatlar ve sıfat-fiiller kullanıldığında sıkça kullanılır: Beyaz kefen, kara duman.